Bazı kampanyalar bir ürün anlatır, bazıları bir duygu. Tutus Media olarak Mevlana Çay için hazırladığımız yapay zekâ destekli klip ise hem bir hikâye anlatıyor hem de bir kuşağın ortak duygusuna dokunuyor: gurbet, memleket ve aradaki ince çizgi.
Klipte merkezde duran aslında tek bir şey var:
Yıllar önce birkaç parça eşyasını bir bavula sığdırıp Almanya’ya gelen insanlar…
Ve onlara o günden bu yana eşlik eden bir alışkanlık: çay.
Gazete ilanından başlayan yolculuk

Film, bizi önce 60’lı ve 70’li yılların Türkiye’sine götürüyor. Eski gazete sayfalarına eğilmiş insanlar görüyoruz. Almanya’ya işçi götüren ilanlar, tereddütlü bakışlar, arada kalmışlık… Sonra yavaş yavaş karar netleşiyor: Türkiye’de yaver gitmeyen şanslarını başka bir ülkede aramak için yola çıkıyorlar..
Sahneler ilerledikçe bavullarını alan kadınları ve erkekleri görüyoruz. İstasyon kalabalığında vedalaşmalar, sağlık kontrolleri, akrabalarla son sarılışlar… Kamera yüzlerde biraz daha uzun kalıyor; ayrılığın ağırlığı neredeyse ekrandan taşıyor.
Bu anlara, klip için özel olarak yazılmış gurbet temalı bir türkünün enstrümantal girişi eşlik ediyor. Henüz tek bir kelime duyulmadan bile seyirci şunu hissediyor: Bu sıradan bir yolculuk değil, hayatın yönünü değiştiren bir göç hikâyesi.
Almanya’da alın teri: Gece gündüz çalışma

Almanya’ya varıldığı anda hem atmosfer hem de tempo değişiyor. Artık fabrika sahneleri, tezgâh başında çalışan işçiler, makinelerin başında ter döken kadınlar ve erkekler ön planda. Soğuk, yabancı ama bir o kadar da “ekmek parası” kokan mekânlar…
Tam bu sırada bestesi ve güftesiyle tamamen yapay zeka ile oluşturduğumuz türkü başlıyor. Dizelerde gurbet elde dökülen alın terinden, Almanya’da kazanılan ekmekten, içten içe hiç sönmeyen memleket özleminden bahsediliyor. Çalışma sahneleriyle bu sözler birbirini besliyor: Yorgunluk, gurur, direnç ve derin bir hasret aynı anda hissediliyor.
Burada klibin en önemli motiflerinden biri devreye giriyor: Çay molaları. Farklı bölümlerde çalışan insanlar aynı masada buluşuyor; kimisi konuşuyor, kimisi sadece susup dalgın dalgın bakıyor ama herkesin elinde ince belli bir bardak çay var. Masanın üzerinde ise Mevlana Çay dikkat çekmeyecek ama gözden de kaçmayacak bir şekilde yer alıyor.
Verilen mesaj net:
Mevlana Çay’ın Almanya’daki hikâyesi sadece bugünle sınırlı değil.
Bu marka, gurbet yolculuğunun başından beri göçmen sofralarının ve çay sohbetlerinin bir parçası oldu. Molalarda o insanları dinlendirdi ve dinlendirirken de onları kendisi dinledi. Bu marka meselenin farkında.
Hasret, yangın ve fidan: Bir duygu ormana dönüşüyor

Türkünün ikinci kıtasına geçildiğinde klip, işten çok duyguya odaklanıyor. İş arası nefeslenip uzaklara bakan insanlar, annelerini, babalarını gözlerinin önüne getirenler ve onların çaresiz yüz hatları. Hepsinin yüzünde aynı iz: memleket hasreti.
Sözlerden biri özellikle öne çıkıyor:
“Yangın düşmüş Türkiye’nin dağlarına…”
Bu dize, klibin sürdürülebilirlik boyutuna geçiş için kullanılıyor. Bir yandan memlekete duyulan özlem, bir yandan orman yangınlarının açtığı yaralar… Tam bu noktada sahne, Türkiye’deki bir araziye geçiyor. Toprakla buluşan binlerce fidan görüyoruz.
Her bir fidan, Mevlana Çay çekilişine katılan insanların katkısını temsil ediyor. Klip, “Geleceğe Bir Yudum” kampanyasının kalbinde yer alan Mevlana Çay Hatıra Ormanı’na görsel bir form veriyor. Her katılım bir fidan, her fidan memlekete uzanan bir selam gibi anlatılıyor bu sahnede.
Görüntüler ilerledikçe orman büyüyor, ağaçlar çoğalıyor ve sonunda kadrajda yemyeşil bir Türkiye haritası beliriyor. Verilmek istenen mesaj çok net:
“Memleketten ayrı kaldık, çok özledik; ama bu ormanla o ağır duyguyu bir nebze hafiflettik.”
„Gurbetteyiz belki ama…“

Türkü yavaş yavaş sona yaklaşırken, sahneye bu kez dış ses giriyor.
Ve o çok tanıdık duyguyu cümlelere döküyor:
“Gurbetteyiz belki ama köklerimiz orada, o topraklarda.”
Ardından kampanyanın özü anlatılıyor:
Her çekiliş katılımı bir fidan demek.
Her fidan memlekete uzanan bir kalp atışı demek.
Dış ses, izleyiciye Mevlana Çay paketlerinden çıkan şifreyle çekilişe katılabileceğini, her katılımın Mevlana Çay Hatıra Ormanı’na yeni bir ağaç kazandıracağını hatırlatıyor. Böylece sıradan bir çay alışverişi, kalıcı bir iyilik hareketine dönüşüyor.
Son karelerde, çayın en tanıdık sesi duyuluyor: Bir bardakta kaşığın çayı karıştırma sesi… Görüntü yavaşça kararıyor ve klip burada bitiyor.
Yapay zekâ: Duyguyu görünür kılan yaratıcı bir araç
Bu klibi özel kılan unsurlardan biri de üretim süreci. Filmi ve seslendirilen türküyü baştan sona yapay zekâ destekli bir kurgu ile oluşturduk:
- Geçmişi andıran tren istasyonları, fabrikalar, işçi evleri,
- Fidan dikim sahneleri ve büyüyen ormanın animatif yapısı,
- Kurgu, seslendirme ve final düzenlemeleri…
Hepsini yapay zekâ araçlarıyla ürettik ve Tutus Media ekibinin kreatif yönlendirmesiyle kampanyanın tonuna uygun hale getirdik. Böylece hayatımıza hızlı bir şekilde giren ve ne zaman ne yapacağı tam da belli olmayan yapay zeka trendine de ayak uydurduk ve bunu reklam sektörüne adapte eden ilklerden olduk. Sonuçta ortaya insanı, emeği ve memleket sevgisini anlatan bir film çıktı.
Neden bu klip Tutus Media’nın imzasını taşıyor?
Bu proje, Tutus Media’nın yaklaşımını birkaç başlık altında çok net gösteriyor:
- Hikâyesi olan marka iletişimi:
Sadece bir ürünü değil, onu sahiplenen insanları ve kuşakları anlatmayı önemsiyoruz. - Teknolojiyi duyguyla birleştiren yaratıcılık:
Yapay zekâynın bir hikayeye hizmet edebileceğini gördüğümüz için daha çok ilgi çekeceğini fark ettik. - Derinlikli marka konumlandırması:
Mevlana Çay’ı sadece bir çay markası olarak değil, gurbet yolculuğunun sessiz tanığı olarak konumladık. - Geçmişi, bugünü ve geleceği buluşturan perspektif:
İlk işçi kafilelerinden bugünün sürdürülebilirlik odaklı kampanyasına uzanan başarı hikayesi ile geleceğe bir ışık yaktık.
Kampanyanın ötesine geçen bir film

Bu klip, “Geleceğe Bir Yudum” kampanyasının sadece bir parçası. Bir de ödüllerimiz var: Tamamen elektrikli bir otomobil, elektrikli şehir bisikletleri, çay–kahve–su ısıtıcı olarak kullanılabilen çok fonksiyonlu bir makine ve onlarca kilo çay… Ve en önemlisi: 10.000 fidanla büyüyen Mevlana Çay Hatıra Ormanı.
Ama tüm bu ödüllerin ötesinde, bu film aslında tek bir cümle söylüyor:
“Gurbet elde de olsak, köklerimiz aynı toprakta.
Ve bugün, o toprağa hep birlikte bir orman bırakabiliriz.”
Tutus Media olarak tam da bu nedenle şuna inanıyoruz: Doğru hikâye, doğru teknoloji ve doğru marka bir araya geldiğinde, reklam sadece reklam olmaktan çıkar; hafızada yer eden bir hatıraya dönüşür. O artık unutulmaz. Mevlana Çay gibi. Memleket gibi.


EN
DE